Sayfalar

21 Temmuz 2017 Cuma

İklim Değişikliği Müzakereleri ve Türkiye

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS)
3-14 Haziran 1992 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (Rio DünyaZirvesi) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) imzaya açılmıştır. Kyoto Protokolü Japonya'nın Kyoto kentinde 11 Aralık 1997 yılında düzenlenen 3. Taraflar Konferansında (COP 3), dünya çapında sera gazlarının azaltılması için bağlayıcı hedefler içeren “Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine İlişkin Kyoto Protokolü” imzalanmıştır. 18 Kasım 2004 tarihinde Rusya Federasyonu’nun da onaylamasıyla Kyoto Protokolü 16 Şubat 2005 tarihinde fiilen yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’nin İklim Değişikliği Müzakerelerindeki Konumu
Türkiye 1992 yılında imzaya açılan BMİDÇS’nin orijinal metninde hem Ek-1 (tarihsel sorumluk), hem de Ek-2 (maddi sorumluluk) listesinde yer almıştır. Türkiye, 1995 yılında gerçekleştirilen COP1’den 2000 yılında gerçekleştirilen COP6’ya kadar geçen süre içerisinde gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle BMİDÇS’nin eklerinden çıkmak için girişimlerde bulunmuştur. 2000 yılında yöntem değişikliği yapılarak Ek II’den çıkmamız ve Ek I’de özel statüyle yer almamıza ilişkin önerimiz sunulmuştur. 29 Ekim-6 Kasım 2001 tarihlerinde Fas’ın Marakeş kentinde yapılan 7. Taraflar Konferansı’nda (COP 7) Türkiye’nin, Ek II’den çıkıp özel şartları tanınmış bir Ek-I ülkesi olarak BMİDÇS’ye taraf olma isteği kabul edilmiştir. 24 Mayıs 2004 tarihinde de Türkiye resmen sözleşmeye katılan 189. taraf olmuştur. Ülkemiz halen Sözleşme’nin Ek-I listesinde özel şartları tanınmış ülke olarak yer almaktadır. Kyoto Protokolünün yürürlüğe girdiği 2005 yılından itibaren COP toplantıları kapsamında Protokolü kabul etmiş tarafların da toplantıları düzenlenmeye başlamıştır. 2007 yılındaki Bali Yol Haritası ile birlikte 2012 sonrası süreç belirleme çalışmaları başladığından Türkiye’nin de masada yer alarak söz sahibi olabilmesi için “Kyoto Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” 05 Şubat 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Türkiye, Kyoto Protokolü’nün 25 inci maddesi uyarınca “Katılım Belgesi”nin tevdii tarihini izleyen doksanıncı gün olan 26 Ağustos 2009 tarihinde Protokole resmen taraf olmuştur.
2010 yılında Meksika’nın Kankun şehrinde düzenlenen 16. Taraflar Konferansı kararları arasında yer alan ülkemize ilişkin bölümde, Türkiye’nin diğer Ek-I ülkelerinden farklı bir konumda bulunduğu ve özel koşullarının mevcut olduğu BMİDÇS’ye taraf ülkelerce tanınmıştır. 2011 yılında G. Afrika’nın Durban kentinde düzenlenen 17. Taraflar Konferansı’nda, ülkemize emisyon azaltımı, iklim değişikliğine uyum, teknoloji geliştirilmesi ve transferi, kapasite geliştirme ve finansman alanlarında sağlanacak desteğin modellerinin belirlenmesine ilişkin görüşmelerin sürdürülmesi karara bağlanmıştır. 2012 yılında Doha’da gerçekleşen (COP 18) İklim Zirvesinde Kyoto Protokolü’nün ikinci sorumluluk döneminin 2013 yılında başlayıp 2020 yılında sona ermesine karar verilmiştir. Doha’da Türkiye’nin müzakerelerde özel durumuna atıfta bulunulmuş, Türkiye’de düşük karbonlu kalkınma stratejilerinin geliştirebilmesi için Ek-2 ülkelerinin, özel şartları tanınan ülkelere teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini vermesi yönünde karar alınmıştır. 2013 yılında Polonya’nın Varşova kentinde yapılan (COP 19) İklim Değişikliği Zirvesinde, Türkiye’nin teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini alabilmesi için müzakerelere devam edilmiştir.
2014 yılında Peru’nun Lima kentinde yapılan (COP20) İklim Değişikliği Zirvesinde, Türkiye’nin teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini alabilmesi için COP kararı tekrarlanmıştır. Mevcut karara göre Türkiye en az 2020 yılına kadar iklim değişikliği ile mücadele yolunda teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteği alabilecektir.
Peru’da tüm tarafların iklim değişikliği ile mücadele için “Ulusal olarak Belirlenmiş Katkılarını” (INDC) 2015 yılı Paris Konferansından önce sunmaları yönünde karar alınmıştır. Bu kapsamda Türkiye 2020- 2030 yıllarını kapsayan “Ulusal Katkı”sını Birleşmiş Milletler Sekretaryasına sunmuştur. Türkiye 2020- 2030 yılları arasında artıştan azalış yöntemi ile (BAU) seragazı emisyonlarını yüzde 21’e kadar azaltacağını bildirmiştir.
Paris Anlaşması 22 Nisan 2016-21 Nisan 2017 tarihleri arasında New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde imzaya açılmıştır. 22 Nisan 2017 tarihinde Türkiye Paris Anlaşmasını imzalamıştır. Günümüz itibariyle BMİDÇS taraf olan hemen hemen tüm taraflar Paris anlaşmasına imza atmışlardır. Paris Anlaşmasının yürürlüğe girebilmesi için, küresel sera gazı emisyonlarının en az %55’ini kapsayan en az 55 Taraf ülke tarafından meclislerince onaylanması gerekmekteydi. 5 Ekim 2016'da Paris Sözleşmesinin yürürlüğe girme eşiğine ulaşılmıştır. Paris Anlaşması 5 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Günümüzde 197 taraf ülkeden 127’si Paris anlaşmasını onaylamış bulunmaktadır.

2016 yılında Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen COP22 toplantısında, Paris Anlaşması ile çözülemeyen ve eksik kalan konuların görüşülmesi için müzakereler devam etmiştir.

Türkiye'de Elektrik

Türkiye brüt elektrik enerjisi tüketimi 2015 yılında 265,7 milyar kWh olarak gerçekleşirken 2016 yılında bir önceki yıla göre %3,3 artarak 278,3 milyar kWh, elektrik üretimimiz ise bir önceki yıla göre (261,7 milyar kWh) %4,9 oranında artarak 274,7 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir.

Elektrik tüketiminin 2020 yılında yüksek senaryoya göre yıllık yaklaşık %6.9 artışla 392 TWh'e, baz senaryoya göre ise yıllık ortalama %5,5 artışla 357,4 TWh'e ulaşması beklenmektedir. 2016 yılında sisteme toplam 5.899 MW'lik yeni santral eklenmiş olup kurulu gücümüz 2016 sonu itibarıyla 78,497 MW seviyelerine ulaşmıştır.

2016 yılında elektrik üretimimizin, %32,1'i doğal gazdan, %33,9'u kömürden, %24,7'si hidrolikten, %5,7'si rüzgârdan, %1,8'i jeotermalden ve %1,8’i diğer kaynaklardan elde edilmiştir.

2016 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kurulu gücü içerisinde EÜAŞ %27,8, serbest üretim şirketleri %59, yap-işlet santralleri %8,3, yap-işlet-devret santralleri %3,2, işletme hakkı devredilen santraller %1,3 ve lisanssız santraller %0,4’lük paya sahiptir.
İşletmeye alınan yeni santraller ve kapasite artışları ile elektrik enerjisi kurulu gücümüz 2016 sonu itibarıyla 78,497 MW’a yükselmiştir. 2016 sonu itibarı ile kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 35,4’ü hidrolik, yüzde 29,0’u doğal gaz, yüzde 22,1’i kömür, yüzde 6,1’i rüzgâr, yüzde 0,9’u jeotermal ve yüzde 7,4’ü ise diğer kaynaklar şeklindedir.
Ayrıca Ülkemizde elektrik enerjisi üretim santrali sayısı, 2016 yılı sonu itibarıyla 2.321’e yükselmiştir. Mevcut santrallerin 597 adedi hidrolik, 39 adedi kömür, 171 adedi rüzgâr, 31 adedi jeotermal, 260 adedi doğal gaz, 1.045 adedi güneş,178 adedi ise diğer santrallerdir.
Ülkemiz elektrik altyapısının güçlendiği, tüketim artışına paralel olarak üretim artışının da yaşandığı 2016 yılında, elektrik sistemimizin Avrupa elektrik sistemiyle bağlantısı da güçlenmiştir. 15 Nisan 2015 tarihinde TEİAŞ ile ENTSO-E arasında Uzun Dönem Anlaşması (Long Term Agreement) imzalanmış ve ülkemiz elektrik sistemi Avrupa elektrik sistemine kalıcı olarak bağlanmıştır. 14 Ocak 2016 tarihli Gözlemci üyelik anlaşmasıyla ise TEİAŞ, ENTSO-E’nin ilk ve tek gözlemci üyesi olmuştur.
Elektrik sektöründe rekabeti esas alan şeffaf bir piyasanın oluşturulması ve bu suretle yatırım ortamının geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda organize toptan elektrik piyasalarının işletilmesi ve bu piyasalarda gerçekleştirilen faaliyetlerin mali uzlaştırma işlemleri ile söz konusu faaliyetlere ilişkin diğer mali işlemlerin yürütüldüğü bir piyasa işletmecisinin kurulması öngörülmüştür. Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi (EPİAŞ), 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olarak, 12 Mart 2015 tarihinde tescil işlemlerinin tamamlanmasının ardından resmen kurulmuştur. 1 Eylül 2015 tarihinde ise EPİAŞ piyasa işletme lisansını almıştır. EPİAŞ, piyasa işletim lisansı kapsamında,Borsa İstanbul Anonim Şirketi ile TEİAŞ tarafından 6446 sayılı Kanun kapsamında işletilen piyasalar dışındaki organize toptan elektrik piyasalarının işletim faaliyetini yürütmektedir.